Jineps Gazetesi ve Papirüs Yayınları’ndan işbirliği: Suriye Çerkesleri
Çerkesya ve Çerkeslere yönelik bir araştırma olan ‘Suriye Çerkesleri’, Jineps Gazetesi ve Papirüs Yayınları işbirliğiyle yayımlandı.
Canan Baba’nın çevirmenliğini üstlendiği çalışmayı Yaşar Güven yayıma hazırladı.
Kitabın sunuşunda yer alan ifadeler şöyle:
Okurla paylaştığımız bu metin; Çerkesya ve Çerkeslere yönelik farklı bir araştırma. Kaynak, Fransa istihbarat servisi. Yıl 1935. Fransa’nın Suriye’de emperyal hedefler peşinde inisiyatif geliştirdiği yıllar. Dünya ekonomik krizinin yaşandığı, Almanya’da faşizmin kurumsallaştığı, II. Dünya Savaşı’nın arifesi…
Dünya savaşı öncesinde başlayan Ortadoğu’da egemenlik savaşları, sömürgeci-kolonyalist güçler… Fransa ve İngiltere. Kuzey Amerika’da da karşılaştıklarını ve savaştıklarını biliriz. Çıkarlarına uygun hareket ederler, müttefik olurlar, savaşırlar. Yerine göre uzlaşır ve paylaşırlar. Ortadoğu da Kafkasya da ilgi alanları içindedir, genellersek bütün dünya… İsrail ve Filistin gerçeği üzerinden kamuoyunun yeniden bilgi tazelediği bugünlerde İsrail’in kuruluşunda İngiltere’nin inisiyatifini hatırlıyoruz. Elbette başta ABD, diğer emperyalleri de dünyaya ettikleri kötülükler nedeniyle her dem anıyoruz.
Rapordan bir örnek, anlatmak istediğimi netleştirir diye düşünüyorum: “İngiltere Kırım Savaşı’ndan sonra Kafkasya’nın bağımsızlığını güvence altına alma teklifinde bulunmuş, bu teklif Rusya’yla arasını bozmak istemeyen Fransız Hükümeti tarafından geri çevrilmiştir.”
Özellikle Suriye ve Ürdün bölgesinde inisiyatif geliştiren Fransa için de Çerkesler cephede kullandıkları bir savaş makinesi olmuş. Emperyal hedefleri doğrultusunda Çerkesleri kullanırken onlar hakkında araştırma yapmışlar, raporlar hazırlamış/hazırlatmışlar, muhtemelen diğer bölge halkları için de. Benzerini Çarlık Rusya’sının da yaptığını/yaptırdığını biliyoruz. Her yönden araştırma konusu olmuş Kafkasya ve Çerkesler. Karadeniz’den Hazar’a… Sosyal yaşamlarından bireysel/toplumsal psikolojilerine; tarihsel arka plandan olası askeri güçlerine… Her konuda…
Fransa istihbaratının raporu, emperyal güçlerin başka halkları -rapor özelinde Çerkesleri- kullanmasının somut tarihi belgelerinden biri. Çerkes soykırımının öncesinde de var olan kullanma/kullanılma, halkları birbirine kırdırma vb. yöntemlerin soykırım sonrası da devam ettiğini biliyoruz. Osmanlı ve Çarlık Rusya‘sı saflarında birbirlerini kırdıklarını, Anadolu’da Ethem-Anzavur olarak buna devam ettiklerini… Günümüzden örnekler de var; Suriye iç savaşı gibi…
ABD ve Batı’nın Rusya Federasyonu (RF) özelindeki politikalarında da başat roldedir Kafkasya ve halkları. Gürcistan’ın Çerkes soykırımını tanıması ve Anaklia’da bir anıt dikmesi, ABD’li ve Türkiyeli bir kesim “pragmatist” Çerkesin konuya dahli, ne Gürcistan’ın ne de dahil olan Çerkeslerin özgür iradeleriyle geliştirdiği bir inisiyatiftir. Ukrayna’daki NATO-RF savaşında, bir yandan RF’nin Çerkeslerden yoğun asker alması, diğer yandan Batı tarafından ikinci bir cephenin Kafkasya’da Çerkesler üzerinden açılması için çalışmalar yapılması elbette tesadüf değil. İki taraflı sömürünün açık kanıtlarıdır. Çerkesler ABD’yi kullanamaz, belki kullandığımızı düşündüren hamleleri olabilir, özellikle yapabilir bunu, ama sonuçta kullanır. Kürtlerin tarihine bakarsak çok somut örnekler görürüz ki halen Suriye’de ikili oyun sürmektedir. Marx ve Engels’in, İngiltere’nin 1800’lerin ortasında, dünyanın pek çok coğrafyasında olduğu gibi Kafkasya’da da uyguladığı ikiyüzlü politikasını eleştirdiğini, Çerkeslerin direnişine dair söylemlerini biliriz.
Yanı sıra, kolonyalist, sömürgeci, emperyal devletler, siyaset belirlemek için bilgi toplamaya hep önem vermişlerdir. Kafkasya’ya, Ortadoğu’ya, başka yerlere hâkim olabilmelerinde, sosyal bilimcilerin bir hayli payı olduğunu da not düşmek gerekir.
(BÜLTEN)